27 Şubat 1965 yılında İstanbul'un Fatih ilçesinde doğan Cübbeli Ahmet'in memleketi aslen Giresun'dur. Cübbeli Ahmet'in doğduğu ev İsmailağa Camisi'ne çok yakın olduğu için babasıyla birlikte henüz 3 yaşındayken İsmailağa Camisi'ne gidip gelmeye başladı. İlkokul bittikten sonra, Fatih Koleji'nde orta öğrenime başladı. Bir yandan Kur'an kursuna giden Cübbeli Ahmet, kolejdeki dersleri yerine vaktini Kur'an kursuna ayırdı. İkinci sınıfa geldiğinde de okulunu bıraktı. Çocukluk yaşlarında cübbeye ilgi duyması ve giymesinden dolayı adaşı olan yaşıtlarından ayırt edilmek için 'Cübbeli Ahmet' olarak çağrılmaya başlandı. Nakşibendi tarikatının İsmailağa kolu olarak bilinen dergâhta liderlik konumunda olup, geçtiğimiz günlerde vefat eden Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından özel olarak eğitilen Ünlü, 11 yaşına kadar Fatih Çarşamba İsmailağa Camisi'nde medrese eğitimine devam etti.1997 yılına kadar babasının kazancı ile geçimini sağladı. Babasının işlerinin bozulması ve iflas etmesinin ardından kendisinin kaleme aldığı risalelerin geliri ile geçimini sağladı. Şeker hastası olduğu için askere gitmeyen Cübbeli Ahmet, 1990 yılının başlarında "Fatih Hak ve Hizmet Vakfı" kurdu. Fatih Hak ve Hizmet Vakfı tarafından İstanbul'un Beykoz semtindeki 20 dönüm arazi üzerine kurulu külliyenin yapılmasına önderlik etti. Külliyeye, Hazine arazisi üzerinde kaçak olarak inşa edilmesinden dolayı el konuldu ve Hazine'ye devredildi.
Ahmet Mahmut Ünlü'nün resmi eşi Mine Ünlü, bir de 'resmi nikahlı olmayan' eşi Büşra Mihrimah Ünlü, olmak üzere 2 eşi, 8 çocuğu vardır.
CÜBBELİ AHMET'E YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR NELER?
Halkı Düşmanlığa Tahrik: 1999 yılında yaptığı 17 Ağustos konuşmasından ötürü ''halkı din, mezhep ve inanç farklılığı gözeterek birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa alenen tahrik etmek'' suçundan iki yıl yedi ay üç gün hapis cezasına çarptırıldı. 13 ay hapis yattı.
Karagümrük Çetesi: 2 Ekim 2011 tarihinde Karagümrük çetesi operasyonu kapsamında fuhuş amaçlı insan ticareti, tehdit, şantaj ve mafya ile ilişki kurmak suçlamalarıyla gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Ünlü, tutuklulukta geçen süre ve tutuklamanın koruma tedbiri olması sebebiyle 7 Aralık 2012 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olmuştur. 3 Mart 2016 tarihinde görülen duruşmada Ünlü, suçlamalardan beraat etmiştir.
Dini değerleri aşağılama: Ahmet Mahmut Ünlü, Şifa Ayetleri adlı eserinde erkeğin tenasül uzvu için okunacaklar başlığında, Bakara Suresi'nin 260. ayetinin bir kısmının okunduğu suyun, tenasül uzvuna serpilmesinin ve Adiyat Suresi'nin okunup cinsel uzva üflenmesinin cinsel uzvun zayıflığını gidereceğini iddia ettiği için hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı. Davanın görüşüldüğü duruşmada Şifa Âyetleri eserini tercüme yaptığını, kendi yorumunun bulunmadığını ve konumu gereği dînî değerleri bilerek aşağılamayacağını belirterek beraatini istemiştir. Mahkeme, eylemin kanunen suç olmadığını belirterek Ünlü'nün beraatine karar vermiştir.
CÜBBELİ AHMET GÖLCÜK DEPREMİ'NDE NE SÖYLEMİŞTİ?
Ünlü, Kocaeli’de 1999 yılında meydana gelen 7.4 şiddetindeki Marmara Depremi’nin ardından yaptığı konuşmada, “Mevlam zina yuvalarını vurdu” diyerek skandal sözler sarf etmişti. İşte o konuşma:
“Böyle zelzele mi görülmüş? İngiliz gavuru gelmiş Adapazarı’nda inceleme yapıyor. Dedi ki, ‘Biz bilim adamları böyle bir zelzele görmedik. Allah sizlere bir şeyler yapmış’ diyor. İngiliz bile anladı ki, Allah özel bir muamele yapmış. Hiçbir yerde olmayan zelzeleyi buraya özel yapmış. Darmaduman oldu gitti.
Kim ibret alacak, kim uyanacak? Biz bunları korkutuyoruz ama azgınlıkları artıyor. Öbürü orda baldırı bacağı çıplak çıkmış. O gece neler çıktı ne oteller indi. Hep merkezlere vurdu böyle. Otellerden çırılçıplak, hepsi indi aşağıya. Çınarcık sahilleri… İzmit Adapazarı’nda fuhuş otelleri…
Türkiye’deki faiz oranının yüzde 80’i nerede? Adapazarı’nda. Mevla, depremde nereye vurdu? Faiz ve zina yuvalarını vurdu. Efendim, arada Müslümanlara bir şey olmadı mı? Eceli gelen şehit olur.
Bir köşe yazarı serseri, ‘Hadi diyor efendim, ona buna acımadın da, şu çocuklara neden acımadın?’ diyor. O çocuk büyüseydi de gâvur olsaydı, ebedi cehenneme gitseydi daha mı iyi olacaktı? Hiç olmazsa şimdi öldü doğru cennete gitti. Cesetleri çıkartıyorlar. Bakıyorlar ki kaç tane ceset çırılçıplak. İki kişi zinada yakalandılar, birbirlerinin üstünde yapışıp kaldılar.”
Son günlerde ise, kaset polemiği ile kendi cemaatiyle anlaşmazlıklar yaşayan Cübbeli Ahmet, birtakım sözleriyle Diyanet ile de karşı karşıya gelmiştir:
"Yurt dışından Türkiye'ye gelip vaaz veren Vahhabilere izin verilmemeli. Aksi takdirde iç savaşa destek vermiş olacaklardır" sözlerine Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yanıt geldi.
Diyanet'ten yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Başkanlığımız, başta cami ve Kur'an kurslarımız olmak üzere hizmet verdiği her alanda sağduyulu ve tutarlı bir üslupla din hizmeti yürütmektedir...
İfrat ve tefritten uzak, sade ve mutedil bir dini hayata rehberlik etmek, her türlü din istismarına ve fitne ateşine karşı müteyakkız davranarak toplumumuzu bilinçlendirmek, Diyanet İşleri Başkanlığımızın vazgeçilmez görevidir
Son günlerde bazı medya mecralarında yer alan ve başkanlığımızı Selefi-Vahhabi fikir akımlarının ülkemizde yaygınlaşmasına hizmet etmekle suçlayan haber ve paylaşımlar, gerçeği yansıtmaktan uzak olup son derece rahatsız edici ve üzücüdür."