Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "21. yüzyıl, beklentilerin tam aksine giderek bir buhranlar çağına dönüşmektedir. Herkesin diline pelesenk ettiği 'kural temelli uluslararası düzen' anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir." dedi.

Erdoğan, NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun resmi açılışında konuştu.

Antalya Diplomasi Forumu'nun 3. buluşması münasebetiyle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Erdoğan, forumu, 6 Şubat 2023'te yaşanan asrın felaketi nedeniyle geçen yıl iptal etmek durumunda kaldıklarını anımsattı. Erdoğan, ülkenin 11 ilini ve 14 milyon vatandaşını etkileyen 53 binden fazla canın yitirildiği deprem felaketinin yaralarını hızla sardıklarını anlattı.

Bu zorlu süreçte, dost ve kardeş ülkelerden gördükleri maddi, manevi desteği özellikle ifade etmek istediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın neresinde olursa olsun acımızı yürekten paylaşan, dayanışma ve desteklerini esirgemeyen dostlarımıza bir kez daha ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Anadolu'nun manevi mimarlarından Mevlana'nın çağları aşan şu sözünün hikmetine bir kez daha şahitlik ettik. 'Ümitsizliğin ardında nice ümitler vardır, karanlığın ardında nice güneşler vardır.' Millet olarak destekleriyle dualarıyla katkılarıyla en zor günümüzde bizlere umut aşılayan dostlarımızın kadirşinaslığını asla unutmayacağız. Rabb'im, ülkemiz ve milletimizle birlikte tüm insanlığı bu tür tabii afetlerden korusun diyorum. Depremlerde vefat eden kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum."

"Küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden biri haline geldi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmin başkenti Antalya'nın forumla küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden biri haline geldiğini ifade etti.

Bugünkü toplantının etkileyici katılım düzeyinin, bu tespitin ne kadar doğru olduğunu gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"3 gün boyunca, günümüz liderlerinden geleceğin liderlerine, iş insanlarından akademisyenlere, yaklaşık 4 bin civarında katılımcı burada, aynı çatı altında bir araya gelecek. Yapılacak fikir teatilerinin ve tartışmaların bizleri doğruya, iyiye, adalete ve gerçekliğe bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum. Forumumuzun bu yılki temasını 'Krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak' olarak belirledik. Küresel siyasetin kaotik durumuna şöyle bir göz attığımızda, forumun temasının ne kadar isabetli seçildiği anlaşılacaktır. İnsanlık olarak, gerçekten sancılı, sıkıntılı ve biteviye krizlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil, üretim, iletişim, yönetim, sanat, ticaret ve teknoloji gibi pek çok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki bu değişim, insanlığın güncel sorunlarına çözüm getirsin, açlığa, yoksulluğa, geri kalmışlığa çare olsun. Maalesef bu konuda ümitvar konuşamıyoruz."

"Kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeler arasındaki gelir adaletsizliğinin katlanarak arttığını, savaşların eskisinden çok daha kanlı ve yıkıcı geçtiğini dile getirdi.

Sömürgeciliğin yeni yöntemlerle ne yazık ki devam ettirildiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı dünyanın birçok bölgesinde, toplum içinde bir veba salgını gibi yayılıyor. Karşı karşıya olduğumuz gerçeklik şudur; refah, huzur, barış ve özgürlük asrı olmasını umduğumuz 21. yüzyıl, beklentilerin tam aksine giderek bir buhranlar çağına dönüşmektedir. Herkesin diline pelesenk ettiği 'kural temelli uluslararası düzen' anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir. Dayanışma, adalet ve güven gibi temel kavramlardan yoksun olan cari uluslararası sistem ise asgari mesuliyetlerini bile yerine getiremiyor.

Değerli misafirler, tüm bunları, olayların uzağında bir ülkenin lideri olarak söylemiyorum. Türkiye, gerek coğrafi konumu gerek beşeri ve kültürel bağları gerekse beynelmilel ilişkileri itibarıyla krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. İnsanlığın gündemini meşgul eden çatışmaların, gerilimlerin, savaşların, risklerin kahir ekseriyeti bizim yakın coğrafyamızda yaşanıyor. Örneğin, pek çok ülkenin son 5-10 yılda yüzleştiği terör tehdidiyle biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. DEAŞ ile sahada göğüs göğüse mücadele edip bu örgütü bozguna uğratan yegane NATO müttefikiyiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;

"21. yüzyıl, beklentilerin aksine buhranlar çağına dönüşmekte, kural temelli uluslararası düzen anlamını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir.

Dayanışma, adalet ve güven gibi temel kavramlardan yoksun olan cari uluslararası sistem asgari mesuliyetlerini bile yerine getiremiyor.

Türkiye'nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Doğru bildiklerimizi söylemek hem kendi insanımıza hem de tüm insanlığa karşı görevimizdir.

Geçtiğimiz hafta 5. nesil savaş uçağımız KAAN'ın da ilk uçuşunu başarıyla yapmasıyla artık bu alanda farklı bir lige yükseldik.

Ülkemizi her alanda yakından takip edilen, sözü, duruşu, tavrı dikkate alınan, krizlerin ve çatışmaların çözümünde anahtar rol üstlenen bir konuma getirdik.

Gazze'de sadece çocuk, kadın ve siviller canice katledilmedi, aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası sisteme, adalete ve hukuka inancı da yok edildi.

Gazze'de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir.

İsrail'e ilk günden beri koşulsuz destek veren Batılı güçler 'Tazıya tut tavşana kaç' diyen iki yüzlü politikalarıyla dökülen kana ortak oluyor.

Uluslararası toplum, Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin devletinin kurulmasıyla ödeyebilir.

Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin teşekkülü şarttır. Garantörlüğü de içerecek şekilde sorumluluk almaya Türkiye olarak hazırız.

Bir kez daha uluslararası toplumu, Gazze'ye ve Filistin davasına samimiyetle sahip çıkmaya davet ediyorum."