Gündem

Davutoğlu: “Benim adayım Erdoğan” çıkışını “’Aman devlet zarar görmesin’ duygusuyla yapmıştım

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin, "Bu ülkede daha 90’ların karanlık aktörleriyle hareket eden Erdoğan’la 5 yıl geçmez” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Altılı masadan ortak aday çıkmazsa bunun iktidarın işine geleceğine ve ittifakın toplumdaki algısına zarar vereceğine katıldığını belirterek, “Ama biz bu masa için çok uğraştık ve ortak aday çıkmazsa da dağılmayız. Dağılmasını da ben hiç istemem. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili kendisinin bize söylediği bir şey yok, konuşulmadı. Önümüzdeki 6-7 ayda yapacaklarımız çok önemli. Eğer bir çıkış yolu bulursak Türkiye nefes alacak. Egolarımıza kapılırsak olmaz. Ben bu yolda, güvendiğim herkesle istişare edeceğim” diye konuştu.

Davutoğlu, öz eleştiride de bulunarak kendisine sorulan “Benim adayım Erdoğan” çıkışının sebebini açıkladı. Davutoğlu “’Aman devlet zarar görmesin’ duygusuyla yapmıştım. Böyle kullanılacağını bilemezdim” diye konuştu.

Davutoğlu, şu mesajları verdi:

ETRAFIMDAKİLERDEN GÜCE KAPILANLAR VARDI, BEN DE KAPILABİLİRDİM: 2002’de iktidara gelenlerden kimsenin güç kontrol etme geçmişi yoktu. Muhalefet birikimi üzerinden geldi hepsi. O gün hepimiz özgürlüğü savunduk. Ama sonra aramızdan bazıları gücün tadını alınca yeni bir rant düzeninin parçası oldu. Biz o dönem bu kişilerle zıt düşerek içeride mücadele verdik. O dönem başta ben o denli hakim olamadım çünkü kendime belli bir alan seçmiştim, dış politika. Başbakan olana kadar yanlışlıkların hep tekil olduğunu düşündüm ama başbakan olunca işin değiştiğini anladım. Benim etrafımdakilerden bile bu güce kapılanlar vardı, ben de kapılabilirdim.

DEVLET ZARAR GÖRMESİN DİYE YAPTIM: (Benim adayım Erdoğan açıklaması) Ben öz eleştiri yapmaya da hazırım. AK Parti’den ayrılırken ikide bir önüme gelen o konuşmayı yapmazdım. ‘Aman devlet zarar görmesin’ diye yapmıştım. Böyle kullanılacağını bilemedim. Ama o günlerde parti içinde konuşan neredeyse tek kişi bendim. ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ dedim ama onlar gittiler imzayı attılar. Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi’ne ilişkin bakışımı, kaygılarımı paylaşmak istedim. Erdoğan beni Konya mitingine götürdü sırf ‘evet’ diyeyim diye. Demedim.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ KARARTMAK İSTERLER: Hiçbir zaman felaket tellallığı yapmam. Ama önümüzdeki kış yoksulluk iyice artmışken, Türkiye’nin 10-20 yılını esir almak isteyenler olabilir. Maraş olayları, Madımak... Hep kriz anlarında böyle şeyler oldu. Türkiye’nin geleceğini karartmak isterler. 90’larda yoksullaşmayla kimlik problemleri artınca büyük kriz çıktı. Ben Erdoğan ve Bahçeli’ye sesleniyorum, ayrıştırıcı dil kullanmayın, kimseyi dışlamayın, ateşle oynarsınız. Enflasyon yüzde 100’ü bulmuşken bir de kimlik çatışması çıkarsa kriz çıkar. Bu anlamda Erdoğan, cemevi ziyaretiyle doğru yapmıştır. Ama bu çizgisini sürdürmeli. Herkes kendi mahallesine çekilince ben korkarım. Bir araya gelelim. Seçime de suhuletle gidilmeli. Bakın birileri gelmiş cemevlerine, cemevi başkanına saldırıyor. Ne demek bu? Harekete geçilmeli.”

ORTAK ADAY OLMASA DA ALTILI MASA DAĞILMAZ: Altılı masadan ortak aday çıkmazsa bunun iktidarın işine geleceğine ve ittifakın toplumdaki algısına belki zarar vereceğine katılıyorum. Ama biz bu masa için çok uğraştık ve ortak aday çıkmazsa da dağılmayız. Dağılmasını da ben hiç istemem. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili kendisinin bize söylediği bir şey yok, konuşulmadı. Bizim konuşmalarımızı dinlerseniz, hepimizin kendi partimizin iddiasına güvendiğini görürsünüz. İddialı konuşmak ayrı şey, Cumhurbaşkanı adayı olmak ayrı şey. Hepimizle ilgili bu konuşuluyor. Bana da mesajlar geliyor adaylıkla ilgili. Ama günü geldiğinde konuşulur her şey. Erdoğan’ın o gücünü kullanacak kimseyi seçmeyeceğiz. Bir kişi gelecek ve herkesi kurtaracak diye bir şey yok. Bu milleti hep beraber kurtaracağız ve tek bir kişiye öyle bir güç vermeyeceğiz. Geçiş sürecinde de aşırı bir güç kullanımı felaket getirir. Şu anda Cumhurbaşkanı Kararnamesi var mesela, öyle değil, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gibi bir şey yapılabilir. Örneğin başbakanlık döneminde olduğu gibi, tüm üyeler imzalayacak, 6 liderin imzası olacak. Ben siyaset, devlet tecrübesi olan herkesle görüşmek isterim. Bu iş istişare ile olur. Geçmişte görev yapmış birçok isimle, liderle görüşmelerim oldu ve olacak. Omuzlarımızda taşıdığımız yük çok ağır. Önümüzdeki 6-7 ayda yapacaklarımız çok önemli. Eğer bir çıkış yolu bulursak Türkiye nefes alacak. Egolarımıza kapılırsak olmaz. Ben bu yolda, güvendiğim herkesle istişare edeceğim. Kimseye karşı önyargım yok. Ortak akıl işleteceğiz. Serap Hoca’ma çok güvenirim, son yazısında bahsetti. Erdoğan’ın 3. kez Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için seçimi Nisan’dan önce yapması gerekiyor. Hepimiz çalışacağız, her birimiz birlikte kurucu irade oluşturabiliriz. Kurucu irade bir kişi tarafından oluşturulamaz.

90’LARIN KARANLIK AKTÖRLERİYLE HAREKET EDEN ERDOĞAN’LA 5 YIL GEÇMEZ: Cumhurbaşkanı adaylığından önce geçiş sürecini konuşacağız, parlamenter sistemi, ülkenin nasıl yönetileceğini... Bunlar hallolduğu zaman isim belirlenir, o kişi de rahat edecek bu sistemle. Beraber yönetilecek çünkü. O kişinin de tek adam olmamayı kabul etmesi gerekir. Bizim burada çalışmamız, benim genel başkanım şu göreve gelsin gibi bir şey değil. Bu bir makam meselesi değil. Bu ülkede daha 90’ların karanlık aktörleriyle hareket eden Erdoğan’la 5 yıl geçmez.”

TÜRKİYE OLİGARKLAR CENNETİ OLAMAZ: Şu anda Rusya ile ambargoyla yaşamak zor. Çünkü birçok ticari ilişkimiz var ve komşumuz. Benim bu konuda endişem sistem dışı para akışı. Tıpkı Zarrab mevzusu gibi. Bir kere Rusya-Ukrayna savaşında haklı taraf kesinlikle Ukrayna. Çünkü toprak bütünlüğü söz konusu. Bunu tartışmaya açamayız ama Rusya ile de ilişkimizi bitiremeyiz. Şeffaf olmak lazım. Sezgin Baran Korkmaz’a ne oldu? Zarrab’a? Amerika’da yargılanıyorlar şimdi. Şu anda Türkiye’nin ilişkilerini kendisinin belirlemesi gerekiyor. Öncelikle ruble kullanımı Türkiye’nin lehine değil. O zaman Türk Lirası kullan, ödemeyi yapan biziz. Enerji açığımız dolayısıyla biz ödüyoruz zaten. Demek ki sen TL’yi değersiz kıldın ki bunu yaşıyorsun şimdi. Biz ruble mi basıyoruz, nereden bulacaksın? Gideceksin dolar karşılığında dışarıdan alacaksın ya da başka yollar. Akkuyu konusunda da şu anda Rusya’ya karşılıksız vergi muafiyeti uygulamanın izahı yok. Sanırım Erdoğan ile Putin’in şahsi ilişkisi nedeniyle böyle bir karar alındı. Şu anda konuşuluyor Rusya’dan bazı paralar geldiği, Türk şirketlerin o bölgeye giremeyeceği. Tabi devlet işidir bu, net olarak söyleyemem. Rusya ile ilişkilerimizi iyi tutmalıyız ama Türkiye oligarklar cenneti olamaz.”