Doç. Dr. Yıldırım, sadece 6 Şubat itibarıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan depremlerin değil, önceki yıllarda Erzincan, Dinar, Van, İzmir ve Elazığ gibi yerlerde meydana gelen tüm depremlerin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Deprem yerleri incelendiğinde zemin açısından iyi olan tepelik alanlarda bina yıkılmalarının olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Üniversite olarak, ekip olarak gittiğimizde biz de gördük bunu. Ama zemini kötü olan yerler, tarım arazisi, alüvyonal zeminler gibi yerlerde 2000 yılından önceki eski binaların yıkılması normal. Ama yeni binaların da yıkıldığı oldu." dedi.
Yıldırım, yıkılan eski binaların ya bulundukları yere uygun kalitede betonla yapılmamış olması ya demir yetersizliği ya da o zemine göre projelendirilmemiş, bilinçsiz yapılmış yapılar olması nedeniyle depremlerde çöktüğünü kaydetti.
Eski yönetmeliklerde de bina yapımında neye dikkat edileceğinin belirtildiğini aktaran Yıldırım, yapıldıkları dönemin yönetmeliklerine göre inşa edilen eski binaların yıkılmadıklarının görülebileceğini vurguladı.
Yıldırım, 1975 Deprem Yönetmeliğine göre yapılıp da yıkılmayan binalara dikkati çekerek, aynı durumdaki yıkılan binalar için "Demek ki bu binalar 1975 yılının yönetmeliğine de uygun değil. Mutlaka eksiklikleri vardı." değerlendirmesini yaptı.
Eski binaların yapısı
Yıldırım, depremlerde yıkılan veya devrilen yeni binaların ise bulundukları zemine uygun yapılmadıkları ya da o zeminin sağlam olan derinliğine kadar temel atılmadığı için yıkıldığını vurgulayarak, son depremle dayanıklı bina yapımında kullanılan "radye temel", "perde kolon" ve "tünel kalıp" gibi sistemlerin öneminin anlaşıldığını söyledi.
Zeminlerin yapısına göre gerekiyorsa radye temel atılması, radye temel yeterli değilse ve kazık çakmak gerekiyorsa ona göre binaların inşa edilmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Yani her yıkılan binanın az çok neden yıkıldığı tahmin edilebilir, söylenebilir ama şu da bir hata; 'fay geçen yere de bina yapılmaz.' Fay geçen yere çok kaliteli bina da yapsanız parçalar geçer. Onu ayrı bir istisna tutuyorum." diye konuştu.
Doç. Dr. Yıldırım, fay hatları dışında, zemini bozuk, dere yataklarına yakın yerlere de bina yapılmaması gerektiğini belirterek, Antakya'da Asi Nehri'ne yakın yerlerde yapılmış eski binaların çöktüğüne vurgu yaptı.
Eskiden binaların torba çimento ile kalitesi ve miktarı bilinmeden yapıldığını, bu yöntemle yapılan inşaatta kaliteli beton sağlanamayacağını söyleyen Yıldırım, eski binalarda zemine göre radye temel de görülemeyeceğini, tekil temelle inşa edilen bu binaların deprem sırasında zemin dalgalanmalarında kolon birleşim yerlerinden kırıldığını anlattı.
Yıldırım, "tekil temel"de her kolonun altında sadece ayağı olduğunu, "mütemadi temel"de birkaç tane kolonun sıradan birbirine bağlandığını, "radye temel"de ise zemin kötüyse, komple demirli betonla temel atıldığını aktardı.
"Artık radye temelsiz bina yapılmıyor"
Depremlerin çok şey öğrettiğini ifade eden Yıldırım, depreme dayanıklı bina inşa edilmesi için öncelikle zeminin incelenmesi ve temelinin zemine göre yapılması gerektiğini vurguladı.
Yeni projelerde, özellikle İzmir'de, İstanbul'da eğer zemin kötüyse, radye temelin altına zeminin taşıyıcılığını artırmak için bir de kazık çaktıklarını kaydeden Yıldırım, "Bunu yapmazsanız bina ne yapsın?" ifadesini kullandı.
İTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yıldırım, zemine göre temel atılmasından sonra kolonların "perde kolon" yöntemiyle yapılmasının önemine vurgu yaparak, geçmişte binaların 30 santimetreye 50 santimetre ya da 30'a 70 santimetre gibi tekil kolonlarla yapıldığını söyledi.
Halkın "direk" dediği bu betonarme demirli kolonların binanın ağırlığı çok fazlaysa deprem salınımına karşı binayı tutamadığını aktaran Yıldırım, "Radye temelsiz artık bina yapılmıyor günümüzde. Radye temeli yetersizse bir de onun altına kazıklar çakılıyor, sağlam zemine kadar. Sağlam zemin yoksa sürtünme kazıkları çakılıyor." diye konuştu.
Perde kolon sistemi
Yıldırım, "perde kolon" yöntemine de işaret ederek şöyle konuştu:
"Perde kolonun ne olduğunu anlayabilmek için şunu aklımıza getirelim. Bir çay kaşığını ince yönünde bükebilirsiniz ama öbür yönünde bükemezsiniz. Biz buna 'rijitlik' diyoruz. Binanın değişik yerlerine tekil olarak direk dedikleri, kolon dedikleri elemanı koymuyoruz, duvarı komple, duvar gibi elemanı, içi demirli betonlu temelden binanın üstüne kadar yükselen 'perde kolon' yapıyoruz. Betonarme perdeler atıyoruz, her yöne karşılık gelecek şekilde. Deprem salınımında perdenin uzun olan yerleri depreme karşı binayı dayanıklı hale getiriyor. Daha rijit hale getiriyor. Bina kutu gibi sallanıyor. Yani tekil kolonlarda dalgalanma olduğunda o kolonlar dalgalanma esnasında birleşim yerlerinden kırılıyor, kopuyor ama 'perde kolon' bir kutu gibi sallandırdığı için bina bir bütün halinde kalabiliyor."
Yıldırım, eski yıllarda, aynı zamanda binayı hızlı yapmak için aşağıdan yukarıya kayar kalıp sistemiyle etrafı tamamen perde duvar olarak inşa edilen binaların da perde beton sistemine benzediğini dile getirerek, bu tür eski binalarda da depremlerde fazla hasar oluşmadığının gözlendiğini aktardı.
Tünel kalıp kullanımı
Doç. Dr. Yıldırım, "tünel kalıp" olarak adlandırılan sisteminin de perde sistemli bir binanın hızlı yapım tekniği olduğunu belirterek, "Yani birbirine benzeyen yüksek binalar var çok sayıda. Siz hazır kalıp kullanıyorsunuz. Bir katı döküyorsunuz, her tarafı perdeli. Sonra bu tünel yukarıya çıkartılıyor, kaydırılıyor ve üst kat dökülüyor. Gevşetiliyor vidalarından, kaydırılıyor, üst kat dökülüyor. Yani tekrardan kalıp çakma işi olmuyor. Sistemi komple perde betonarme bina olarak yapmış oluyorsunuz." dedi.
TOKİ binalarında hepsi uygulandı
Yıldırım, tünel kalıpların, özellikle birbirine benzeyen çok sayıda toplu konutlarda kullanılabildiğini, pahalı olması nedeniyle bunların tek başına inşa edilen 2-3 katlı küçük binalarda kullanılmadığını ifade etti.
Hasan Yıldırım, son depremlerin olduğu bölgede yıkılmayan TOKİ binalarının da "radye temel", "perde kolon" ve "tünel kalıp" sistemleriyle inşa edildiğinin altını çizerek, "Yıkılmayan TOKİ binalarının çoğunluğu radye temelli ve kayar kalıp sistemli, tünel kalıplı yapıldığı için binanın her tarafında perde olan binalarda herhangi bir sorun olmadı." diye konuştu.