Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak gösterdiği İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim gündeminin en çok konuşulan isimlerinden oldu. İmamoğlu son olarak dün Erzurum mitingi sırasında bir grubun taşlı saldırı düzenlenmesi ve verdiği mesajlarla gündeme geldi. İmamoğlu bugün ise Konya'da...
"BANA DEĞİL, DEMOKRASİYE TAŞ ATILDI"
İmamoğlu'nun Konya mitinginde yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Öyle bir birleşeceğiz ki 86 milyonun birleşmesi... 1 kişi bile açıkta, dışarıda, soğukta kalmayacak. Herkesi kucaklamaya geliyoruz. Sizlere Erzurum'dan selam getirdim. 150-200 kişi yuhalamaya bile değmez. Bana taş atılmadı, millete taş atıldı, demokrasiye taş atıldı.
"Sivas'ta ve Çorum'da miting yaparken bir haber aldık, 40-50 belediye otobüsü miting yapacağımız alana belediye tarafından çekilmiş. Provokatör olacak, aranızda da olabilir. Zor zamanlardayız. Sizi provoke etmeye kalkanlar olacak ama burada bir genç hanımefendinin yazdığını okuyayım: "Onlar taş atsın, biz gül ile cevap vereceğiz."
"Erzurum valisi 5 bin polisimizle hiçbir sorun olmayacağı teminatını verdi. 150-200 kişi öbür taraftan üstümüze taş atmaya başladılar. Sükunete davet ederek, valiyi, emniyet müdürünü göreve davet ederek oradan ayrılmak zorunda kaldım. Türk bayraklarıyla milletini selamlayan benim güzel insanlarıma taş atan bu 150-200 kişinin Erzurumlu'yla zerre ilgisi yoktur!
"O GENÇLERİ KIŞKIRTANLAR 14 MAYIS'TA EVİNE GİDECEK"
"O meydanı taşlarken süreci seyreden ve bir şey yapamayan emniyet güçlerine emri veren emniyet müdürüdür, başka kimse olamaz. Yüzü kızarık, öfkeyle konuşan bir belediye başkanı vardı. Emniyet müdürü de belediye başkanı da Erzurumlu'ya yakışmayan davranışlarda bulunmuşlardır.
"O taşları atan kendini bilmez genç evlatları bile tedavi etmeye geliyoruz. Onların içindeki yurt severliği, iyiliği ortaya çıkaracağız. O gençleri kışkırtan, aldatan, yanlış yönlendiren makam ve mevki sahipleri 14 Mayıs'ta evine gidecek. Çıldırmaya devam etsinler, onları çıldırtacağız ama millet kazanacak. Onların taşları bu memleketin insanına, huzuruna, hoş görüsüne atılmıştır.
"Sokaktaki bir avuç öfkeli gruba sakın aldanmayın. Onlarla kavgaya girmeyin, hiç umursamayın. Benim milletim siyasi görüşü ne olursa olsun kucaklaşmayı, bir arada olmayı başaracak.
"İstanbul'da bu kardeşiniz 806 bin oy farkla belediye başkanı seçildi. Avrupa'nın en büyük kenti. Ben başta cumhurbaşkanlığı olmak üzere bakanlıklar, kurumların kapısını defalarca çaldık. Seni de bu millet seçti beni de. Ben bu ülkenin cumhurbaşkanından randevu istemekten hiç yüksünmem. Kaç kez istedim, bana randevu vermedi. Ekrem'e mi randevu vermedi? Hayır, 16 milyon İstanbullu'ya vermedi. İşte bu denli partizanlaştırdıkları kamu kurumlarını, devlet büyüklerini ne yazık ki insanlarını düşünemez, konuşamaz, fikrini söylemeyez hale getirdiler. Bu ne kibirdir!