Ekonomi

TL en zorlu sınavını iki ay içinde verecek

Türk Lirası zor bir haftayı geride bırakmaya hazırlanırken, seçimden sonra piyasalarda kritik bir viraja girilebilir. Uzmanlar, dalgalı bir piyasaya hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

Merkez Bankası (TCMB), 28 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde milyarlarca dolarlık rezerv satarak kuru baskılamaya çalışırken, bankalar arası piyasalarda dolar bu hafta iki kez kısa süreliğine 20 liranın üzerine çıktı. Rezervleri eriyen Merkez Bankası'nın döviz cephanesinin sonuna gelinmesiyle TL'de değer kaybının hızlanacağı beklentisi de giderek yaygınlaştı.

Tasarruflarını korumak isteyen yatırımcı açısından kur belirsizliğin azalması için teşvik edici adımlar gerekli ancak şu an iktidar sadece seçimi ikinci turda da kazanmaya odaklanmış durumda ve TL üzerindeki baskı artıyor. Seçim tarihi kararının alındığı tarihten bu yana TL yüzde 5 değer kaybetti. 28 Mayıs sonrası için para piyasalarında nasıl bir görünüm olacağı sorusunu yanıtlayan uzmanlar, seçim belirsizliği ortadan kalktıktan sonraki 1-2 ayda oluşacak söylem ve aksiyon planlarına göre dalgalı bir piyasaya hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

ANİ DURUŞ RİSKİ  VAR

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Çifter, ikinci tur seçim sonuçlarının piyasanın yönünü belirleyeceğini ve 28 Mayıs seçim sonrası Ortodoks politikalara dönüş olmadığı takdirde Türkiye ekonomisinde ani duruş riski ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.

Güven ortamı sağlanmadıkça, çok daha sancılı günlerle karşı karşıya kalınabileceğini söyleyen Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş ise yatırımcılara, döviz ve TL dağılımı dengeli bir portföy oluşturmalarını ve özellikle hisse senedi tarafında da seçici olmalarını ve mali yapısı kuvvetli, yurtiçi ve yurtdışı rekabet avantajı yüksek şirketlere odaklanmalarını önerdi. Ekonomistler, TL'nin serbest piyasa tarafından belirlenmesi gerektiğini, enflasyona orantılı bir döviz fiyatlaması olmadığı durumda piyasaların işleyişini kaybettiğini dile getirdiler.

Ödemeler dengesi krizi riski
– Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi tarafında piyasaları rahatlatacak açıklamaların yerine faiz oranının daha da düşürüleceğine ilişkin açıklamaları gelmesiyle Türkiye'nin risk piriminin tüm vadelerde yükseldiğini belirten Doç. Dr. Atilla Çifter, “Net uluslararası rezerv swaplar dahil 2.3 milyar dolar, swaplar çıkarılınca eksi 57.8 milyar dolar. Bu durum ödemeler dengesinin finansmanında önemli bir risk oluşturuyor” dedi.

Kur belirsizliğini azaltan mesajlar verilmeli
– Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, mevcut faiz politikaların piyasaya güven vermeyeceğini, bankacılık sektörünün aşırı regüle olduğunu, kurlarla ilgili olarak ihracatçıların yaşadığı sıkıntılara cevap verecek yeni mesajların da şart olduğunu belirtti.

Demirtaş, “Seçim belirsizliği ortadan kalktıktan sonraki 1-2 ayda oluşacak söylem ve aksiyon planlarına göre dalgalı bir piyasa göreceğiz. Özellikle yabancı yatırımcı açısından kur belirsizliğin azalması ve teşvik edici adımlar gerekli” dedi.

İyi Parti Ekonomi İşleri Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Erdoğan'ın 28 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu kazanması durumunda sermaye kontrollerinin genişleyeceğini yazarak, “Bugün şirketlere 5 bin dolar gibi komik bir döviz limit getirenler haftaya bunu tamamen yasaklayabilir” dedi.

Yılmaz, “Erdoğan seçilirse 29 Mayıs'tan sonra piyasaların ihtiyacı olan doları nereden ve nasıl bulacak. Tabii ki bulamayacak ve sermaye kontrolleri genişleyecek. Bunun sonuçları hepimiz için çok ağır olur. Ekonomi duracak, şirketler iflas edecek, karaborsa olacak, işsizlik artacak” değerlendirmesini yaptı.