Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ankara'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Karaismailoğlu, muhalefetin köprü ve otoyol geçiş ücretleri ile ilgili eleştirilerine ilişkin, "Biz bu geçişlerden hiç para almasak bile bu yatırım bedelinin belli sürede ödenmesi için her yıl ödeyeceğimiz bir para var, o paranın önemli bir kısmını geçiş ücretlerinden alıyor, geri kalan kısmını da tabii ki biz karşılıyoruz. Topladığımız para, bizim her yıl geri ödeyeceğimiz paranın üzerine çıktıysa, oradan da ciddi bir pay alıyoruz. Karayolları işletmenin ilk yıllarını destekliyor. Çünkü buraya bir finans yatırılmış, böyle bir taahhüt yapılmış. Ben normal kamu bütçesinden yapsaydım her ay sonunda o ay yapmış olduğu imalatın parasını ödemek zorundayım. Buralarda işletme süreleri var. O işletme süreleri bittiğinde devlet bunları kendine alacak, ister kendi işletir, isterse gelir paylaşımı yaparak başka bir projeyle yine ulaştırma yatırımlarını besleyecek, onlara bütçe planlayacak bir paraya da çevirebilir" dedi.
Karaismailoğlu, muhalefetin ihalelerin 5 büyük firmaya verildiği eleştirileriyle ilgili ise, "Bu 5 büyük firma hikayesinin tamamı uydurma bir hikayedir. Bizim özelde yap-işlet-devret projelerini kastediyorlarsa, burada 30’un üzerinde firma var, burada da hiçbir kısıtlama yoktur. Çanakkale Köprüsüne 17 firma teklif verdi. Bu 30 firma dünyanın her tarafında büyük altyapı projelerinde iş yapan müteahhitler. Artı bütün dünyaya bu işi ihraç etmeye başladılar, artık bunlar da dünya firması oldular. Yani Kuzey Afrika’dan tutun Rusya’sından, bütün Türk Cumhuriyetlerine, Amerika’sına, Avrupa’sına artık bu altyapı firmaları kendilerini ispatlamış büyük firmalar, dünyanın her tarafından teklif alıyorlar" ifadelerini kullandı.
Otoyol ve köprü projelerindeki hazine garantisiyle ilgili eleştirilere ilişkin de Karaismailoğlu, "Bir işin yapım maliyeti var, bu yapım maliyetini siz paranız varsa devletin bütçesinden harcarsınız. 2 milyar 545 milyon euroyu siz 4 yıl içerisinde yaptığınız ihale sonucunda firmaya verirseniz bu işi yapar, 4 yılda bitirirsiniz. Biz 183 milyar dolarlık yatırım yaptık son 20 yıl içerisinde. Bunun sadece yüzde 20’sini yap-işlet-devret olarak yaptık, yani Hazine garantisi olarak yaptık. Diğer yüzde 80’ini de Anadolu’nun köşesinde binlerce proje olarak yine vatandaşımıza hizmet noktasında kullandık. Bolu Dağı Tüneli, 'patates deposu mu olacak' diye konuşuluyordu. Yani o proje bizim Çanakkale Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu projesi içerisinde çok fındık fıstık sayılabilecek bir projedir. 17 yıl sürdü Bolu Dağı Tüneli. Niçin sürdü? Finans problemi, müteahhit problemi, ne sayabilirsek bütün olumsuzlukları sayın. Vatandaşımız o projeyi 10 yıl kullanamadığı için 400 milyon dolar bütçemiz kayba uğramıştır. Çünkü o proje tamamen bitirilemediği için vatandaşımız daha uzun bir yoldan seyahat ederek daha fazla zaman, daha fazla yakıt kaybetmiştir ve daha fazla kazaya maruz kalarak kaza maliyetleri ve can kaybına maruz kalmıştır. O yüzden yaptığımız işler finans problemi olmadığı için çok hızlı bitmektedir. Hazine garantisi tamamen oradaki yapım maliyetinin karşılığı olan bir garantidir" dedi.
Karaismailoğlu, 183 milyar dolarlık yatırımın 37,5 milyar dolarının yap-işlet-devret projesi olduğunu hatırlatarak, "Şimdi bu 37,5 milyar doları da öz bütçeden, öz kaynaktan yapmış olmaya kalksaydık, bugün 28 bin 664 kilometre bölünmüş yol uzunluğu var; tahminim 15 yıl sonra 28 bin 664 kilometrelik bölünmüş yolumuz olacaktı. Onun sonucunda ne olacaktı? Buradaki yakıt masrafı, zaman masrafı ve kaza maliyetleri ve kaza oranları 10 yıl, 15 yıl ertelenmiş olacaktı. Yani attığımız taş ürküttüğünüz kurbağaya fazlasıyla değdi aslında. Yap-işlet-devret ile yaptığımız 37,5 milyar dolarlık yatırımı devlet bütçesinden yapsaydık, Tokat Havalimanını yapamayacaktık, Rize-Artvin Havalimanını yapamayacaktık, Kömürhan Köprüsünü yapamayacaktık; çünkü bütün bütçeyi oraya ayırmamız gerekecekti, aynı Birinci Boğaz Köprüsünde yapılmış olduğu gibi" dedi.
Bakan Karaismailoğlu, Kanal İstanbul'un olmazsa olmaz bir proje olduğunu vurgulayarak, "Kanal İstanbul'a neden ihtiyaç olduğunu küresel anketler, dünyadaki lojistik hareketlerin gelişmesi, İstanbul Boğazındaki bu hareketliliğin bundan sonraki artan trafiğe hizmet veremeyeceği ve burada geçmişte yaşanmış olan sıkıntılar, oradaki yangınlar, kazalar, onların İstanbul’a vermiş olduğu sıkıntılar, oradaki can kayıpları ve şu anda Marmara Denizi’nde haftalar süren bekleme sürelerinin azaltılması, onların çevreye, iklime vermiş olduğu zararlar, bunların önüne geçebilmek için Kanal İstanbul olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi. Kanal İstanbul’la ilgili önce ulaşım yollarını yapıyoruz ve ulaşım alternatiflerini sağladıktan sonra da ana ihaleyi yapıp ana işe başlayacağız. Şu an kara yolu, Başakşehir-Hadımköy-Ispartakule bağlantısındaki işimiz devam ediyor. Sazlıdere köprüsündeki imalatlarımız da devam ediyor, orası da yaklaşık 45 kilometrelik bir yoldu. Hem Kanal İstanbul’a ait köprülerden bir tanesini imal ediyoruz, bir taraftan da Mahmutbey’deki biten otoyol gişelerindeki sıkışıklığı ortadan kaldıracak buraya alternatif bir yol olarak 45 kilometrelik Başakşehir-Hadımköy-Ispartakule yolumuz da bir taraftan devam ediyor. Aynı şekilde demir yolunun da Kanal İstanbul’a uygun bir şekilde, boğazın altından geçecek şekilde Halkalı-Ispartakule arasındaki ihalemizi yaptık, orada da imalatlarımız devam ediyor. Ulaşım yollarını yaparak, ulaşım ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra ana ihaleyi yaparak Kanal İstanbul’u gerçekleştireceğiz" dedi.
Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı ile ilgili eleştirilere ise, "Devletin kasasından 1 kuruş çıkmadan, 10 milyar euroluk bir yatırımla devlete 25 yıl içerisinde 22 milyar euro kira getirecek bir finansal modeli başarıyla yapmış bir iktidar, bir hükumet var. Bütün dünyada bundan daha fizibıl bir proje yoktur. Böyle hayatın, yaşamın olmadığı, 75 milyon metrekarelik bir alanı, devletten 1 kuruş harcamadan ülkeye kazandırıyorsunuz ve şu anda orada tam 200 bin kişi istihdam ediliyor. Bayram süresince ortalama günlük 1400 uçak, 230 bin yolcuya hizmet verdi. İlk açıldığı yıl garanti verilen yolcu sayısını geçtiği için de ayrıca 22 milyon euro devlete gelir sağlamıştı. Pandemi sürecinde tabii ki bu kısıtlamalarla ilgili yolcu sayılarının çok altında kaldık; ama bu yıldan itibaren tekrar artıya geçmeye başlayacak, hem kiramızı alacağız, hem de artan yolculardan da yine tekrar gelirimiz olacak. Şu anda 120 milyon yolcuya hizmet verecek bir kapasite var, bunu ilave yatırımlarla 200 milyon yolcuya kadar çıkarmak imkanımız var İstanbul Havalimanında. Yani önümüzdeki 100 yılın projesini, 100 yılın ihtiyacını bugünden öngörerek ülkemize kazandırdık ve devlete hiçbir yük getirmeden ilave gelir sağlayarak" diye konuştu.
Karaismailoğlu, bu kadar kısa mesafede, aynı bölgede Atatürk Havalimanının hizmet vermesinin mümkün olmadığını kaydederek, "Böyle bir hizmet vermesine de gerek yok zaten. 'Bunun ikisi de açık kalsın' diyenlere Allah akıl-fikir versin. Aynı bölgede böyle iki tane havalimanının hizmet vermesi, bunun işletme maliyetine katlanmak ancak malum zihniyetin düşünebileceği bir şeydir. 90 bin yolcuya, 600 tane uçağa hizmet veren bir Sabiha Gökçen Havalimanı var. Havayolunda 20 yıl önce sadece 30 milyon yolcu var, şu anda 210 milyon yolcuya çıktı ve de 400 milyon yolcuya çıkacağız 2053’e kadar; bunlara biz nasıl cevap verecektik? Önümüzdeki 100 yılın planını yaptık ve uyguladık ve de devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Karaismailoğlu, şu anda İstanbul’da işletilmekte olan 260 kilometrelik bir metro hattı olduğunu söyleyerek, "Bunun 80 kilometresini Bakanlık olarak biz işletiyoruz. Daha önce Levent-Hisarüstü Metrosunu da belediyeye yaparak teslim etmiştik. Şu an belediyenin elindeki metro inşaatı en fazla 4 yılda bitirilmesi gerekiyordu. Ama maalesef bunların yapım süreçleri neredeyse 5-6 yıla varan sınırlarda, halen yüzde 5’lerde, yüzde 10’larda. 2019 yerel seçimler öncesi yüzde 60’larda devredilmiş olan Ataköy-İkitelli hattı, Bostancı-Dudullu hattı maalesef bugüne kadar çoktan bitmesi gereken hatlar belirsiz. Diğer hatlar zaten yüzde 5’lerde, yüzde 10’larda. Ortada hiçbir icraatın olmadığı bir yerel yönetim var. Bakanlık olarak tabii ki biz İstanbul halkını bu yönetimin keyfine bırakacak halimiz yoktu. Biz 7 metro hattında İstanbul’da çok yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bu 7 metro hattının da toplam uzunluğu 103 kilometredir. Önümüzdeki yıl Eylül ayı itibarıyla 3 metro hattını hizmete açmaya başlayacağız. 2023 yılı içerisinde de bu 7 tane metro hattının tamamını bitirmiş olacağız" diye konuştu.